428. Конец скрипта.

Всё, я всё сделала. А вы как?
Покажу вам своё творение, чтобы вы могли сравнить.
129. Karayip sularında Belize'nin büyük mercan kayalıklarının hemen ötesinde başka bir mikroskobik ziyafet başlamak üzere.
130. Bu, Dünya'nın en büyük balıkları için karşı konulmaz bir davet.
131. Binlerce mavi yüzgeçli Snapper balığının arasında karanlık bir şekil beliriyor.
132. Gerçek bir deniz canavarı.
133. On iki metre uzunluğa ve on sekiz ton ağırlığa ulaşabilen zararsız köpekbalığı göç zamanını tam bu anda burda olmak için kusursuz bi şekilde ayarlamış.
134. Köpekbalığı balıkların değil daha değerli bir şeyin peşinde.
135. Doğmamış yavruların.
136. Çok uzaklardaki bi fener yani dolunay zamanın geldiğini ilan ediyor.
137. Ve başlıyor.
138. Bir balıklar girdabı, bir üreme volkanı.
139. Dişiler yumurtalarını, erkekler de spermlerini salıyor.
140. Köpekbalıklarının buraya gelme sebebi bu beyaz lav kasılmaları.
141. Devasa miktarda sperm ve yumurtayı içlerine çekmeye geliyorlar.
142. Ama köpekbalıklarını bir ziyafet daha bekliyor.
143. Köpek dişli Snapper balığı da Ayın çağrısını duydu.
144. Yüzeye doğru çıkarak genetik umutlarını etrafa saçıyor.
145. Üreme görevlerini tamamladıktan sonra tekrar derinliklere dönüyorlar.
146. Devasa ama bi o kadarda zarif köpekbalıkları karınlarını doyurduktan sonra başka denizlerin cömertçe sunacağı ufak hediyelerin peşine düşerek yollarına devam edecekler.
147. Denizler gibi Yağmur ormanları da bolluk sinyallerini izleyen canlılardan kusursuz bir dakiklik bekliyor.
148. Burda Borneo'nun zümrüt yeşili kalbinde görülmeye değer bir ziyafet başlamak üzere.
149. Güney Doğu Asya ekvatoru boyunca uzanan Borneo Dünya'nın en büyük üçüncü adası.
150. Üç yüz yetmiş beş bin kilometre karelik bir alana yayılmış yağmur ormanının ve şimdilerde coşkuyla çiçek açmış bir incir ağacının yuvası.
151. Ormanın tepesindeki yeşil otobanlarda trafiğin en yoğun olduğu saatler başlıyor.
152. Ağaç tepelerindeki yarışta baş döndürücü cambazlıklar sergileyen primatlar ezici bir üstünlüğe sahip.
153. Böcek avlayan uçan kertenkele bile bu sahnede yer almak istiyor gibi.
154. Tek bir atlayışta süzülerek yaklaşık altmış metre uçuyor.
155. Bütün bu karmaşanın sebebi sayısız meyve vermek üzere olan bir ağaç.
156. Yabani incir ağacı.
157. Türünün o çevredeki tek örneği.
158. Sadece iki yılda bir ve birkaç haftalığına çiçek açıyor.
159. Güzel kokulu tatlı ve besleyici incirleri buraya zamanında yetişebilecek olanlar tarafından seçilmeyi bekliyor.
160. İlk gelenlerin arasında bu bölgenin en yavaş hayvanları- orangutanlar var.
161. Bu anne ve bebeği ender bulunan sakin bir anı paylaşmak için ağacı kendilerine ayırıyor.
162. Anne zihnine kazınmış harita sayesinde her ağacı ve her mevsimi iyi biliyor.
163. O yüzden buraya herkesten önce geliyor.
164. Ağacın tek hakimi oldukları sakin günler artık sona ermek üzere.
165. Hayat dolu kızıl yaprak maymunları kendilerine güzel bir ziyafet çekiyor.
166. Uzun kuyruklu makaklar meyveli dallar arasında dolaşıyor.
167. Ve ormanın gerçek efendisi gürültülü bir giriş yapıyor.
168. Gri gibon.
169. Bu ağaç tek başına verebildiği kırk bin incir meyvesi ile kendisinden sekiz kilometre uzakta yaşayan hayvanlar için bile küçük çaplı göçlerin merkezi haline geliyor.
170. Kahvaltısının keyfini süren kızıl yaprak maymununu görmek onu sinirlendiriyor.
171. Gergin sinirler bolluk günlerinin bittiğini işaret ediyor.
172. Bu görkemli ağaç kısa süren sihrini gerçekleştirdi.
173. Büyük bir topluluğu bir araya getirdi ve onları güzelce doyurdu.
174. Şimdi üzerindeki canlılar bir sonraki yarışta ilk sırayı almak için mücadele ediyor.
175. Bi kez daha uçacak, sıçrayacak, sallanacak ve süzülecekler.
176. Ta ki Borneo ormanındaki diğer kısa süreli ama lezzetli ziyafeti bulana kadar.
177. Dünya'nın başka bir ucunda Rusya'daki Çukçi denizinin kıyılarında yorgun düşmüş dişi morslar dinleniyor.
178. Anneler dalgalarda sallanarak mışıl mışıl uyuyor.
179. Bazıları yavrularını sımsıkı tutuyor.
180. Er ya da geç huysuz erkeklerle dolu sahile çıkmaları gerekecek.
181. Çekine çekine karaya çıkıyorlar.
182. Geç gelenlerin tırmanmaktan başka seçeneği yok.
183. Sahildeki yirmi bin mors yeni gelenleri yamaç tepelerine doğru tırmanmak zorunda bırakıyor.
184. Kritik bir sayıya ulaştılar.
185. İki tonu bulan ağırlıklarıyla dalgalanan bir et ve diş denizinde güçlükle ilerliyorlar.
186. Bir mors kendine bir yer bulana kadar yere bile değmeden sekiz yüz metre ilerleyebilir.
187. Tırmanan krizde ne yapacağını bilemeyen genç morslar dişlerin ve ezici ağırlıkların yarattığı karmaşanın ortasında debeleniyor.
188. İzdiham kaçınılmaz bir şekilde kurbanlarını alıyor.
189. Sonunda bir umut ışığı beliriyor.
190. Kar, Kuzey kutbunda kısa geçen yazın sona erdiğini müjdeliyor.
191. Kuzey'in en uç noktasında kışın şiddetlenmesi denizin tekrar donmasını sağlayacak.
192. Ve buzun çağrısı morsları ölümcül sahilden kurtarıyor.
193. Denize dökülüp yapabildikleri müddetçe buzu takip ederek göçlerine yeniden başlıyorlar.
194. Botswana'nın aşırı sıcak tuz göllerinden çıkan zebralar yeşil otlaklara ulaştı.
195. Yavru ölü annesini ayağa kaldırmak için boşuna çabalıyor.
196. Yakışıklı babası şaşırtıcı bir şey yapmak üzere.
197. Haremi - hayatının merkezi ve var oluş nedeni.
198. Onlar yola devam etmek için ısrar ederken o gitmelerine izin veriyor.
199. Oğluyla riskli bir işe girişiyor.
200. Peki oğlu babasına güvenecek mi.
201. Yürek parçalayıcı bir mücadele başlıyor.
202. Annesiz kalan oğlunun bakışları arasında baba bir ileri bir geri yürüyor.
203. Yavru her seferinde yeniden annesinin ölüsüne dönüyor.
204. Ama ne zaman baksa babası adım atmaya devam ediyor.
205. Bu saatlerce sürecek çaresiz bir gösteri.
205. Baba, oğlu ve uzaklaşan dişiler arasında kararsız mı kaldı yoksa daha şaşırtıcı bir olasılık mı var.
207. Erkek yavrunun zihnine annesininkiler yerine kendi desenlerini kazımaya çalışıyor.
208. Ama zaman kısa.
209. Sonunda sorunu leş yiyiciler çözüyor.
210. Baba oğlunu bu korkunç manzaradan uzaklaştırıyor.
211. Erkek haremine sesleniyor.
212. Ama kayıp ikiliyle dişilerin arasındaki mesafe saatler ve kilometrelerle ölçülebilecek kadar çok açıldı.
213. Sıranın sonundaki başıboş yabancıların arasına karışıyorlar.
214. Meraklı ama mesafeliler.
215. Daha önce bir dişinin bir öksüzü evlat edindiği görülmemişti.
216. Ama belki babası ne yaptığını biliyordur.
217. Sonuç ne olursa olsun baba ile oğul bu işe birlikte girişti.
218. Gün batarken sürüye yetişiyorlar.
219. Gelecekleri belirsiz ama aralarındaki bağ koparılamayacak kadar sağlam.
220. Benzersiz ikili yola devam ediyor.
221. Dünya'nın dört bir yanındaki büyük göçebeler gibi yılmaz ve gözüpek.
222. Kitleler halinde ilerliyor, tek bir beden gibi hayatta kalıyorlar.
223. Yolları - güneşte parlayan tozlarla ışıl ışıl.
224. İlerdeki Okavango Deltasının sulak arazilerin ve umudun keskin kokusunu alıyorlar.
Синим выделила вам слова, которые нам не попадались. Тринадцать штук... Как бы это выразить... "Тут всего 845 слов, из которых 13 - новых. Это полтора процента". Мысль первая - какие же мы умные, сколько же мы знаем. Мысль вторая - ... "а всё равно не заметно как-то". Я всегда говорю: не коситесь на лексику. Мы реально много слов знаем. Всегда надо отталкиваться от уверенности, что вероятность присутствия незнакомой лексики в устной речи - одно слово на пять минут трёпа... Исключая ТТ, конечно. Он, когда в ударе, способен трепаться пять минут так, что мы там вообще ничего, кроме merhabalar, знать не будем. Но на то он и муза, - чтобы было, куда стремиться... Да... "Не коситесь на лексику", - говорила я. Всегда жмите на "Play" с мыслью "я тут точно всё знаю".
И дальше - важно не слова пытаться услышать, а понять историю,- что сейчас рассказывают вообще. "К чему это. Как то, что говорят сейчас, вытекает из предыдущего предложения". Тогда нужные слова сами в голове всплывать будут даже раньше, чем кто-то их успеет произнести. У вас мозг тоже не дурак, знаете ли. Он и сам может всю историю рассказать, если он понимает, о чем история. Он будет отфильтровывать вам слова, которые ложатся в смысл рассказа, от тех, которые не ложатся. Будет вам "подсказывать" только то, что туда подходит.
Других наставлений пока нет. Вы большие молодцы. Завтра музыкальная пауза, но песню я еще не нашла... Sürpriz olsun..