520. Китайцы-8 и куры.

Собиралась научить вас сегодня трюку одному... старому.
Ben bekliyorum = ben beklemekteyim.
Хорошему понимателю много слов не нужно. Хочу, чтобы вы взяли весь вчерашний кусок Миграций и прочитали его, на ходу меняя все Тэтэшкины глаголы с -yor на -mekte. Только читать это сейчас надо будет быстро-быстро, готовы?
Büyükanne umutsuz bekleyişini biraz daha sürdürüyor (sürdürmekte) Дальше сами...
O da birazdan çıkacakları yolculuğa hazırlanmak için beslenme işine dönmek zorunda kalacak.
Ama şu an için, hepsi buraya hapsolmuş durumda.
Bir intihar koşusu dışında sadece bir tek şey özgürlüğe kavuşmalarını sağlayabilir.
Ve nihayet ufkun ötesinden gelen yağmur müjdesi.
Yola çıkmadan önce katılmaları gereken hüzünlü bir tören var.
Fillerin gizemli ve dokunaklı cenaze töreni.
Hepsi ölü bebeğin başında.
Şiddetli ve kuru sıcak bedeninin kalıntılarını yaklaşık on günde mumyalaştırmış.
Sonsuz bir şefkatle kemiklerini kokluyor, onlara dokunuyor, ve onları tutuyorlar.
Sadece insanların keder duyabileceği söylenir.
Ama fillerin son vedası çok büyük bir acıyı anlatıyor.
Küçük kızsa sağlıklı ve güçlü görünüyor.
Güçlü olması gerek, çünkü hayatının ilk yarışı başlamak üzere.
Ufukta mahşer gibi bir görüntü beliriyor.
Gün, boğucu bir geceye dönüşmek üzere.
Yukarı Mississippi'de yaz başlıyor.
Nehrin yatağından taştığı yerlerde sıcak ve nemli günler yeni bataklıkların üstüne çöküyor.
Bu su yolları neşeli üç yavru Kanada kazına koruma sağlıyor.
Çabucak gelişen bu bebekler, nasıl yüzeceklerini ve nehrin bolca sunduğu bitki de böcekleri nasıl yiyeceklerini bilerek doğuyor.
Temmuz ayının gelişiyle çok yakında akıl almaz bir yiyecek bolluğu başlayacak.
Nehrin dibindeki çamurlarda kıpırdayan bir şeyler var.
Bunlar mayıs sineği larvaları.
Birazdan ortaya çıkacaklar.
Hem de milyonlarcası.
Aşağıya sarkan dallara tutunarak larva, kabuklarından erişkin sinekler olarak çıkıyorlar.
Misyonları, 24 saat içinde uçmak, çiftleşmek, doğurmak ve ölmek.
Bu seks ve ölüm dansı o kadar yoğun ki, hava durumu radarlarında görülüyor.
Şimdi ziyafet başlıyor.
Bu şölen için milyonlarca ötücü kuş geldi.
Bazılar yiyebileceğinden çok daha fazlasını yakalamış.
Durumdan yararlananlar sadece kuşlar değil.
Zıplayıp uçan leopard kurbağaları dillerinin önderliğinde kendilerini her sene tekrarlanan bu ziyafetin ortasına atıyor.
Bu böceklerin büyük bir çoğunluğu, yumurtalarını Mississippi nehrine bırakmak ve ardından ölüp ziyafeti tekrar suya döndürmek için yaşıyor.
Değişen renkler, son baharın gelişini haber veriyor.
Ve kuşların göç yolu Kuzeyden Güneye dönüyor.
Sonbahar, kel kartala görkemli ve ürkütücü bir ziyafet sunuyor.
Amerikan su tavuklarının çoğu, Kanada'dan dönerek Orta Amerika'nın en güneyine doğru ilerliyor.
Güvenlikleri için sürüler halinde bir araya geliyorlar.
Ama sürünün güvenliğini sağlamakla bireyin güvenliğini sağlamak aynı şey değil.
Güçlü pençeler tarafından yakalanan su tavuğunun yaşayacağı işkence daha yeni başlıyor.
Bir su tavuğu mideye indirilmeden önce 6 ya da 7 kere yakalanıyor, kaçırılıyor ve suya daldırılıyor.
Bu dehşet verici durum, kartallar için bir oyun gibi.
Sonbaharın gri günleri yazlıkçıları ve bölgeden geçenleri yola devam etmeye zorluyor.
Küçük kazlar tamamen değişti.
Ve göklere ait oldukları fikrine kendilerini adamış durumdalar.
Baştan aşağıya değişen küçük kazlar, uçabileceklerine körü körüne inanıyor.
Birbirlerine o kadar bağlılar ki, uçmak için kanatlarının arasında mesafe bırakmaları gerektiğinin henüz farkında değiller.
Çok yakında Mississippi'deki yuvalarından ayrılıp Güneye doğru öterek kanat çırpan ve kışın gelişini duyuran sürülere katılacaklar.
Nehrin bu kısmında vedalaşma vakti geldi.
Mississippi gökleri tekrar havalanan göçmenlerin bir büyüleyici görüntüsüyle dolacak.
Orta Mali'de Dünya'nın sonu gelmiş gibi.
Saatte yüz kilometre hızla yol alan, toz ve kumdan oluşan bir tsunami dalgası, fil ailesini yutuyor.
Fırtına, dişi aile reisini ve sürüyü harekete geçiriyor.
Güneye, yağmurun tarifi zor kokusuna doğru ilerleyecekler.
Göçebe insanlar, onların adımlarını takip ediyor.
Fillerin, hava tahmininde, kendilerinden çok daha iyi olduklarını biliyorlar.
Toz bulutu dağıldıktan ve günler geçtikten sonra, dişi aile reisleri güçlerini birleştiriyor.
Aileler, bir araya gelerek tek bir fil ordusu oluşturuyor.
Yol üstündeki yerleşim yerleri giderek genişliyor.
Ve temkinli filler, yollarının her sene daha da daraldığını görüyor.
Gençler yetişmekte zorlanıyor.
Hatta yetişkinler bile öldürücü sıcağın etkisiyle yere yığılabiliyor.
Yürüyüşün başında bulunan reislerin reisi hedeflerine yaklaştıklarını seziyor.
Bu hedef, onları bir sonraki vahadan ayıran sarp kayalıkların arasında.
İnsanların bulunmadığı ender bir geçit.
Güneş ışıkları şafakta fil kapısının eşiğini aydınlatırken sonunda oraya ulaşıyorlar.
Uzaktan gelen baştan çıkarıcı kokulardan güç alıyorlar.
Şimdi onlarla bir günlük yürüme mesafesindeki yağmur arasında hiçbir engel yok.
Ne kayalıklar, ne de insanlar.
Tarihi yolculuklarına devam etmeye başlamadan önce orda dinlenip karınlarını doyurabilecekler.
Büyük çöl fillerinin sonuncuları, annelerinin bilgelerinin bir göstergesi olarak hayatta kalmayı başarıyor.
Zamana karşı yollarına devam ediyor, birlikte ilerliyor, ve birey olarak hayatta kalıyorlar.
Получилось?... Молодцы. Тут всё на 3 число, и зайца нет. Но надо понимать, что везде, где он будет, его надо сохранять. Bekliyordum - beklemekteydim, и т.д... Отрицание как? Beklemiyordu - beklemekte değildi, да? Да.. Это легко. Дальше едем.
II.
Сегодня - опять китайцы. Давайте глянем, чего там.
Объясняю, чего происходит... на фоне. Это 1-дождь, 2- прогноз погоды по телевизору. Дождь - из Лондона принесла, телек - из Турции. Что угодно - лишь бы создать вам отвлекающие манёвры.
Текст пропишу вам, чтобы вы не дай Боже какой падеж не потеряли случайно. Слов новых там нет.
Akşam yemeğine ne yemek istersin?
Futbol sever misin?
Erkek kardeşin futbol sever mi?
Boş zamanlarında ne yaparsın?
Kız kardeşin nerede çalışıyor?
Hiç sinemaya gider misin?
Bu kelimenin anlamı ne?
Burada ne kadar sıklıkla kar yağar?
Genellikle saat kaçta yatarsın?
Meksika'yı aramak ne kadar tutar?
Genellikle kahvaltıda ne yersin?
Çok televizyon izler misin? - Hayır, izlemem.
Büyük bir şehirde mi yaşıyorsun? - Hayır, yaşamıyorum.
Hiç bisiklete biner misin? - Genellikle hayır.
Yaşadığın yerde çok yağmur yağar mı? - Pek değil.
Piyano çalar mısın? - Hayır, çalmam.
Zhirong televizyon izliyor.
O gitar çalmıyor.
Ama Zhirong'un gitarı var.
O çok gitar çalar, ve çok iyi çalar.
Zhirong gitar çalar.
Ama şu anda gitar çalmıyor.
Zhirong gitar mı çalıyor? - Hayır, çalmıyor.
O gitar çalar mı? - Evet, çalar.
Lütfen sessiz ol. Çalışıyorum.
Yiting şu anda duş alıyor.
Yanına bir şemsiye al. Yağmur yağıyor.
Televizyonu kapatabilirsin. İzlemiyorum.
Neden masanın altındasın? Ne yapıyorsun?
Her gün dokuzdan beş-otuza kadar çalışıyorum.
Howard her sabah duş alır.
Kışın çok yağmur yağar.
Çok sık televizyon izlemem.
Genellikle hafta sonları ne yaparsın?
Onu seviyor musun?
Onu seviyor musun?
Cevabı bilmek istiyor musun?
Beni anlıyor musun?
O günü hatırlıyor musun?
Sana bağlı.
Sen neyi tercih edersin?
Benden nefret mi ediyorsun?
Neye ihtiyacın var?
Ne demek istiyorsun?
Bana inanıyor musun?
Sana inanmıyorum.
Cevabı unutur musun?
O fotoğraf çeker mi?
O fotoğraf mı çekiyor?
O şimdi ne yapıyor?
Всё настолько элементарно, что даже скучновато. Единственное, на что пал глаз - это dokuzdan beş-otuza. В смысле, что на beş падежа не будет. "До пять-тридцати", как бы. Больше никаких наставлений нет, делайте это скорее, завтра следующих кину вам.
III.
Horoz Kukuriki'nin öyküsü.
Horoz Kukuriki'nin en sevdiği şey, yiyip içmek ve de ötmekti.
Sabah, öğle, akşam saatlerinde öterdi.
O gün sabaha karşı (к утру) hava çok soğuktu.
Kukuriki ve tavuklar birbirlerine sokulmuş (прильнув) ısınmaya çalışıyorlardı.
Güneş daha görünmemişti, ama hava aydınlanmaya başlamıştı.
Hava ışıyor (светало), sabah oluyordu.
Kukuriki şöyle bir kıpırdadı, kendine geldi.
Ü ürü üüü - Kukuriki'nin görevi buydu.
Sabahleyin var gücüyle (изо всех сил) bağıracak, herkesi uyandıracaktı.
Öyle de oldu.
Tavuklar uyandı.
Çiftçi amca uyandı.
Kümes halkına(народу, всем) günaydın dedikten sonra kümesin kapısını açtı.
Kümes halkı hemen kümesten dışarı çıktı.
Karınlarını doyurdular, sonra da bahçede gezinmeye (шляться/болтаться/гулять) başladılar.
Zaman geçti.
Pırıl pırıl parlayan güneş yükseldi.
Tam tepeye geldi.
Öğlen olmuştu.
Bizim kümes halkı da çoktan acıktılar.
Öğle yemeği nerede kalmıştı?
Kukuriki öttü, tavuklar gıdaklamaya başladı.
Ü ürü üüü..... Gıdak-gıdak... gıdak.
Acıktık biz. Yemek istiyoruz.
Çiftçi amca öğle yemeğini yemişti.
Karnı toktu ama birden kümes halkının sesini duyunca onlara yemek vermediğini hatırladı.
Bahçeye biraz buğday(пшено) biraz da mısır serpti.
Su kaplarını doldurdu.
Yeyin bakalım, afiyet olsun.
Güneş yavaş yavaş alçalıyor, hava kararıyordu.
Vakit akşamdı.
Kukuriki tavuklara seslendi.
Ü ürü üüü akşam oluyor, lütfen kümese giriniz.
Kukuriki'nın karnı toktu, tavuklar da mutluydu.
Kümes halkı bir bir kümese girdi.
Çiftçi amca geldi, kümesin kapısını sıkıca kapattı.
Bir gün daha sonlanıyordu.
Kukuriki görevini bugün de başarı ile tamamlamak üzereydi.
Ertesi sabaha kadar son kez öttü - Ü ürü üüü, iyi akşamlar dilerim.
Все слова, кроме пшена, у нас были. Тут хочу только убедиться, что вы видите вот эти предложения:
Sabahleyin var gücüyle bağıracak, herkesi uyandıracaktı.
Güneş yavaş yavaş alçalıyor, hava kararıyordu.
и понимаете, что это
Sabahleyin var gücüyle bağıracaktı, herkesi uyandıracaktı.
Güneş yavaş yavaş alçalıyordu, hava kararıyordu.
Выбрасывают зайца на первом сказуемом, да? Недавно снова такое обсуждали.
Sabahleyin var gücüyle bağıracaktı, herkesi uyandıracaktı.
Güneş yavaş yavaş alçalıyordu, hava kararıyordu.
Выбрасывают зайца на первом сказуемом, да? Недавно снова такое обсуждали.
Хочу, чтобы вы чётко понимали, что такое возможно на чем угодно, КРОМЕ.... чего?
Кроме прошедшего dı/tı. Оно не от причастия образовано, и, если хвост оторвать, то самостоятельной части речи - не получится.
То есть, нельзя, например, сказать beni ara buldu. На такой случай - только arayıp. Договорились?... Вот и прекрасно.
На мультик - пересказ нужен, вы помните. Всё еще важно, чтобы вы свой пересказ на телефон записывали и слушали себя. На послезавтра - вот этот: http://www.minikacocuk.com.tr/ogren/kavramlar/butun-yarim-206
Всё, в принципе. Давайте, трудитесь. "Завтра" начнем разбирать, чего там у ТТ в Миграциях было.
Всех обнимаю.